10 Şubat 2011 Perşembe


8 Şubat 2011 Salı

Birlik Bağı

           Birlik Bağı

Müslümanlık nerde bizden geçmiş insanlık bile
Alem aldatmaksa maksat aldanan yok nafile
Kaç hakiki müslüman gördümse hep makberdedir
Müslümanlık bilmem ama galiba göklerdedir

Varsa şayet söyleyin bir parçık insafınız
Böyle kansızmıydı haşa kahraman eslafınız
Böyle düşmüşmüydü herkes ayrılık sevdasına
Benzeyip şirasesiz bir mushafın eczasına
Hiç görülmüşmüydü olsun kayd ı vahdet tarumar
Böyle olmuşmuydu millet can evinden rahnedar
Böyle açlıktan bogazlarmıydı kardeş kardeşi
Böyle adetmiydi bi perva yemek insan leşi

Irzımızdır çiğnenen evladımızdır doğranan
Hey sıkılmaz ağlamassan bari gülmekten utan

Kurt uzaklardan bakar dalgın görürmüş merkebi
Saldırırmış ansızın yaydan boşanmış ok gibi
Lakin aşk olsunki aldırmazda otllarmış eşşek
Sanki tavşanmış gelen yahud kılıksız köstebek
Kar sayarmış bir tutam fazla olsun yutmayı
Hasmı derken çullanırmış yutmadsan son lokmayı

Bir hakikattır bu bildiğin usluba sok
Halimiz merkeple kurdun aynı asla farkı yok
Burnumuzdan tuttu düşman biz boğaz kaynındayız
Bir bakın halamı hala ihriras ardındayız
Saygısızlık elverir bir parça olsun arlanın
Vakti çoktan geldi hem geçmektedir arlanmanın
Davranın haykırmadan nakus-u izmihlaliniz
Öyle bir buhrana sapmıştırki zira haliniz
Zevke dalmak şöyle dursun vaktiniz yok mateme
Davranın zira gülünç olduk aleme
Bekleşirken gökte yüzbinlerce ervah intikam
Yerde kalmış naşa benzer kavm için durmak haram
Kahraman ecdadınızdan sizde bir kan yokmudur
Yoksa istikbalinizden korkulur pek korkulur
 
Mehmet Akif Ersoy

Canan Yurdu

    Canan Yurdu

Eyvah! sevgilinin yurdu ıssız kalmış
Ayak bastığı heryer kırgın bir mezar olmuş
İçindeki ahenk uçmuş da
Ses seda kalmamış yuvada
Yer yer gömülü durur emeller
Sanki kıyamet gününü beklerler...
Ya rab! niye böyle bir yığın toprak
Olmuş yatıyor o temiz saha?
Ya rab! niçin o parıltı ortada yok?
Ya rab! niçin uzayıp gitmekte bu gölge?
Ya rab! sevgilinin yuvası üzerine
Gerilmiş bu kat kat aydınlık perdesinin anlamı ne?
 
Mehmet Akif Ersoy

Durmayalım

      Durmayalım


Sa'di diyor ki: 'Bir gece biz kervan ile
Ağır ağır gitmekte iken yolumuz düştü bir çöle.
Hızla geçmek için o korkutucu ıssız çölü,
Bütün yolcular istirahati feda ederek,
Gitmektelerdi.Bir aralık bende yürümeye güç
Hiç kalmamış ki düşmüşüm artık uykuya yenik.
Avare bir yolcuyu bekler mi kafile?
Çaresiz yola devam edecek varıncaya dek konak yerine.
Bir de uyandım ki başucuma dikilmiş bir deveci şunları
söylemekte:
'Kalk ey zavallı yolcu, uzaklaştı kervan!
Uykum benim de yok değil ama bu çöl,
İstirahat yeri olurmu ki bin türlü korku var?
Varmak istediği yere varıp durmayıp giden;
Yoktur kurtuluş ümidi bu çöller geçilmeden.
Yazık ki yolda böyle düşen uyku derdine,
Hep yolcular gider de kalır kendi kendine! '

Gerçi olayın kendisi önemsizdir, bunda haklısın, ancak düşün:
İnsaflı ol, bundan başka hikmet dolu bir prensip varmı bugün?
Varmak istersen -diyor Sa'di eğer maksada,
Tuttuğun yollar hiç bitmeyecek gibi olsada;
Yola devam et, durmayıp git, yolda kalmaktan sakın!
Azim sahibi insan için neymiş uzak, neymiş yakın?
Hangi güçlüktür ki gayrete gelince kolaylaşmasın?
Hangi korkunç şey varki insandan korkmasın?

Mehmet Akif Ersoy

Fatih Kürsüsünde seçmeler

Fatih Kürsüsünde seçmeler

Birinci zumreyi teskil eden zavalli avam,  AVAM: Halktan ilmi irfani
Biraksalar devam edecek tatli uykusuna devam. az olan kimse

Bugun nasibini yerlestirince kursagina;
'Yarin' nedir? Onu bilmez, yatar donup sagina.

Yikilsa ars-i hukumet, tikilsa kabre vatan,  KABR: Mezar
Vazifesi degil; cunku 'hepsi Allah'tan! '

Ne hukmu var ki, esasen yalanci dunyanin?
Olurse, yan gelip yatacak cennetinde Mevla'nin.

Fena kuruntu degil! Ben derim, sorulsa bana:
'Kabul ederse cehennem ne mutlu, amca, sana! '

.......... 

ikinci zumreyi teskil eden cemaat ise,
Hayata kuskun olandir ki: saplanip ye'se,  YE'S: Umitsizlik

'Selametin yolu yoktur... Ne yapsalar bosuna! '
Demis te hirkayi cekmis butun butun basina.

Bu turlu bir hareket mahz-i kufr olur, zira:  MAHZ: Sirf, katiksiz
Talepte amir olurken bir ayetinde Huda;

Buyurdu: 'Kesmeyiniz ruh-u rahmetimden umid;  NEFHA: Guzel koku
Ki musrikin olur ancak o nefhadan nevmid.'  NEVMiD: Umitsiz

Bu bir; ikincisi: ye'sin ne olsa esbabi,  ESBAB: Sebebler
Onun atalet-i kulliyedir ki icabi,  ATALET: Tembellik
.............  KULLiIE:Tamamiyle

Osmanli(yok olusununun hemen oncesi) 'daki 4 zumreden 3.cusu
..........

Bu zuppeler acaba hangi cinsin efradi?
kadin desen, geliyor arkasindan erkek adi;

Hayir, kadin degil; erkek desen, nedir o kilik?
Demet demetken o saclar ne muhtasar o biyik?

Sadasi baykusa benzer, hirami saksagana;
Hulasa, zuppe demistim ya, artik anlasan a! ...

Fakat bu kukla herif bir buyuk seciyye tasir,
Ki, haddim olmiyarak, 'Aferin! ' desem yarasir.

Nedir mi? Anlatayim: oyle bir metaneti var,
Ki en savulmiyacak ye'si tek birayla savar.

Sinirlerinde teessur denen fenalik yok,
Tabiatinda utanmakla asinalik yok.

Bilirsininiz, hani, insanda bir damar varmis,
Ki yuzsuz omak icin mutlaka o catlarmis,

Nasilsa 'Rabbim utandirmasin! ' duasi alan,
Bu arsizin o damar zaten eksik anlindan!

Cebinde gordu mu uc tane cil kurus nazlim,
Tokatliyan'da satar mutlaka, gider de calim.

Eger dolandirabilmisse istenen parayi;
Gorur mahalleli ta karnavaldan maskarayi!

Beyoglu'nun o mulevves muhit-i fahisine
Dalar gider, takilip bir sefilin pesine.

'Haya, edeb gibi sozler rusum-u fasidedir;
Vatanla aile, hatta, kuyud-u zaidedir.'

Diyor da hepsine birden kuduzca saldiriyor..
'Ayip degil mi? ' demissin... Acep kim aldiriyor!

Namaz, oruc gibi seylerle yok alis verisi;
Mukaddesat ile eglenmek en birinci isi.

Duyarsaniz 'kara kuvvet' bilin ki: imandir.
'Kitab-i kohne' de -hasa- Kitab'i Yezdan'dir.

Usenmeden ona Kur'ani anlatirsan eger,
Su ezberindeki esmayi muttasil geveler:

'Kurun-u maziyeden kalma cansiz evradi
Cekerse, dogru mu yirminci asrin evladi? '

Nedir alakasi yirminci asr-i irfanla
Bu saklaban herifin? Anlamam ayip degil a!

Meta'-i fazli mi varmis elinde gosterecek?
Nedir meziyyeti, gorsek de bari ogrensek.

Hayir! Mehasin-i Garb'in birinde yok hevesi;
Rezail, oldu mu lakin, siaridir hepsi!

Butun kebaire (icki, kumar, zina) tiryaki bir kopuk tanirim.
-Ne oldu bilmiyorum simdi, sag degil sanirim-

Kumar, senaatin aksami, irtikap, icki...
Hulasa defter-i a'mali oyle kapkara ki:

Yaninda leyl-i cehennem, sabah-i cennettir!
'Utanmiyor musun. Ettiklerin rezalettir! '

Denirse kendine, milletlerin ekabirini
Sayardi gostererek hepsinin kebairini:

'Filan icerdi... Filan fuhsa munhemikti...' diye
Mulevvesatini bir bir rical-i maziye

Izafe etmeye baslardi paye vermek icin.
'Peki! Fezaili yok muydu soylediklerinin? '

Diyen cikarsa 'muverrihlik etmedim! ' derdi.
Su zuppeler de, bugun ayni ruhu gosterdi.

Fransiz'in nesi var? Fuhsu, bir de ilhadi;
Kapi$ti bunlari 'yirminci asrin evladi! '

Ya Alman'in nesi var zevki oksayan? Birasi;
Unuttu ayrani, ma'tuda dondu kahrolasi!

Heriflerin, hani dunya kadar bedayii var:
Ulumu var, edebiyyati var, sanayii var.

Giden birer avuc olsun getirse memlekete;
Doner muhitimiz elbet muhit-i ma'rifete.

Kucak kucak tasiyor olmadik mesaviyi;
Begenmesek 'medeniyyet! ' diyor; inandik iyi!

'Ne var, biraz da maarif getirmis olsa...' desek
Emin olun size 'hammallik etmedim? ' diyecek.

..........

Fatih Kursusunde - 1914
 
Mehmet Akif Ersoy